Bu gözlemci belgesel “Microcosmos” filmi ile benzerlik taşımaktadır. Film, gün doğumunun şiirsel bir çekimi ile başlar. Doğa uyanır. İhtişamlı güzelliğin şiiri, aniden çirkinlik şiirine kayar. Şirin kuş ve böceklerin görüntüleri, devasa şehir çöpleri ile yer değiştirir. Sıçanlar ve fareler etrafta cirit atmakta; çöp, kokuşmuş ve yanındaki bataklık yılanlara yuva olmuştur. Çöpten kurtulmuşlardır ama çok fazla sayıda başka canlılar için bir yuva olmuştur. Yeni doğan fareler anneleri tarafından beslenir, yavru kuşlar yuvalarında ötüşür ve gün böyle geçer. Bu sözsüz belgesel, görüntüler ile konuşurken, göze batmayan bir klasik ezgi ona eşlik etmektedir. Devasa ay yükselerek, gecenin gölgesine hakimiyeti bırakır. Hayat artık daha da gizlenmiş bir şekilde akar. Büyük çöp buldozerleri bir sonraki atıklar için yer açar. Günün sonunda, günlük olaylar gözden geçirilir – kim kimi yedi, kim bir mücadeleyi başararak hayatta kaldı. Hayat böyle devam eder.
Dream Land / Leiputrija
Letonya, 2004, 35'
Laila Pakalniņa
Diyalogsuz